Sanatta Anneler
Pieta – Michelangelo
Rönesans sanatının üç büyük isminden biri olan Michelangelo’nun, henüz genç bir heykeltıraşken yaptığı bu eşsiz heykel, kutsal anne-oğul’un en zarif anlatımlarından biridir. Pieta, Bakire Meryem’i kucağında ölü İsa ile birlikte betimlenmesine verilen isimdir. Bugün Vatikan Aziz Petrus Bazilikası’nda bulunan bu heykelde ise, Meryem’in kutsallığı özellikle vurgulanır. Çünkü Meryem, olması gerektiği kadar yaşlı değildir; tam tersine genç ve güzel bir kadın olarak betimlenir. Çünkü Michelangelo’ya göre Meryem, onun en büyük mucizesi sayesinde saflığını ve güzelliğini korumaya devam eder. Böylece, genç Michelangelo soğuk mermer kütleden duygu dolu ve kibar eser yaratır. Sanatçının gençliği eserin başarısını gölgelemez belki, ama hırsını dizginlemesini engeller. Sonradan çok pişman olacağı bir ilki bu eserde yapar Michelangelo; ilk ve son kez adını bir eserinin üzerine yazar.
Whistler’in Annesi – James McNeill Whistler
Bir ikon haline gelen hatta Bugs Bunny çizgi filmine bile dahil edilen bu eser Victoria dönemi Mona Lisa’sı olarak görülür. Söylenene göre bir gün, Whistler’ın modeli hasta olur ve gelemez. Bunun üzerine, sanatçı, annesinden poz vermesini ister. Hatta, başlangıçta ayakta duran bir kadın olarak tasarladığı kompozisyonu, annenin uzun süre ayakta kalamaması nedeniyle değişir. Sonuçta dönemin kadın modasını yansıtan, kendine has ifadesiyle oturan bir kadını betimleyen "Whistler’in Annesi” portresi ortaya çıkar. 1817 yılında yapılan eser, başlarda bu kadar rağbet görmez. Fakat Büyük Buhran yıllarında Amerika Birleşik Devletleri için birleştirici, ulusal bilinci geliştirici bir nitelik kazanır. Yılların yorgunluğunu taşıyan bir annenin ciddi ama hoşgörülü ifadesi, ülke çapında "Anne” imgesinin karşılığı haline gelir ve heykelleri yapılır. Hatta dönemin posta pullarında bile kullanılır.
Maman – Louis Bourgeois
Çağdaş Sanatın beklenmedik diline uygun bir "anne” heykeldir Maman. Büyük ölçekli enstalasyonlarıyla tanınan sanatçı, annesine övgü niteliğindeki bu heykelinde devasa bir örümceği betimler. Çünkü Bourgeois’nın annesi de bir dokumacıdır, tıpkı bir örümcek gibi… Annesi zeki biriydi, tıpkı bir örümcek gibi… 10 metreye yaklaşan boyuyla ve mermer yumurtalarıyla güçlü bir anne metaforu yaratılır. Eserlerinde nefreti sevgiye dönüştürdüğünü, sevgiyi anlattığını söyler Bourgeois ve annesine olan sevgisini de bu kocaman heykelle anlatır. Böylece; en iyi arkadaşımdı dediği, koruyucu ve yardımsever annesini ölümsüzleştirir.
Yazan: Zeynep Dikmen